Komedi Oyuncularının En İyi 10 Korku Filmi Performansı!

Patrick Brice’in "Creep" filmi, found footage tekniğini kullanarak izleyiciyi tedirgin etmeyi başarır. Kameraman rolündeki Brice, beyin tümörü nedeniyle öleceğini söyleyen Josef için video çeker. Ancak Josef’in tuhaf davranışları, gizlediği karanlık niyetlerin habercisidir. Duplass, bu gerilim dolu performansıyla dikkat çeker. Daha önce komedi projeleriyle tanınan oyuncu, "Creep" serisiyle korku türünde kendine sağlam bir yer edindi. Film, sarsıcı finaliyle hafızalara kazınır.

"Sapkın" filmi, Hugh Grant’in Bay Reed karakteriyle korku türündeki etkileyici dönüşünü konu alır. İki misyoneri evine davet eden Reed, onları inançlarını sorgulatacak karanlık testlerden geçirir. Film, din ve maneviyat üzerine düşündürücü temalar işler. Grant, romantik komediyle özdeşleşmiş kariyerine ters bir şekilde, son derece ürkütücü bir performans sergiler. Bu beklenmedik ama başarılı rol, onu güçlü bir sinema kötüsü olarak öne çıkardı ve izleyiciyi hem düşündürüp hem de etkiledi.

"Cloverfield Yolu No:10", doğrudan bir devam filmi olmasa da gerilimiyle dikkat çeker. Michelle, kıyamet sonrası dünyada bir adamın sığınağında uyanır. John Goodman’ın canlandırdığı Howard, tehditkâr tavırlarıyla izleyicide sürekli bir huzursuzluk yaratır. Klostrofobik atmosfer ve Goodman’ın karanlık performansı, filmi son yılların en başarılı psikolojik gerilimlerinden biri yapar. Genelde sempatik rollerle tanınan Goodman’ı böylesine ürkütücü bir karakterde görmek beklenmedik ama etkileyicidir.

Stephen King’in yazdığı "Creepshow", beş kısa korku hikâyesinden oluşan ve 1950’lerin korku çizgi romanlarına saygı duruşunda bulunan bir antoloji filmidir. Bu öykülerden biri olan “Something to Tide You Over”da Leslie Nielsen, intikam peşindeki Richard Vickers’ı canlandırır. Nielsen, o dönemde daha çok dramatik rollerle tanınsa da bu filmdeki etkileyici performansıyla dikkat çeker. Kısa süre sonra ise komedi ve parodi filmlerinin efsanevi ismi hâline gelecektir.

"Ölüm Kitabı", yazar Paul Sheldon’ı evinde rehin tutan takıntılı hayran Annie Wilkes’ın ürkütücü hikâyesini anlatır. Kathy Bates’in canlandırdığı Annie, başta şefkatli görünse de zamanla zalim bir esire dönüşür. Film, klostrofobik yapısı ve saplantı temasıyla sürekli bir gerilim yaratır. Bates, bu karanlık rolle etkileyici bir performans sergiler. Genellikle sıcak rolleriyle tanınan oyuncunun, "Ölüm Kitabı"ndaki rolü kariyerinde güçlü ve karanlık bir dönüm noktasıdır.

"Baskı", Robin Williams’ın en karanlık ve etkileyici rollerinden biridir. Filmde, favori müşterilerine takıntılı hâle gelen bir fotoğraf teknisyenini canlandırır. İyi niyetli gibi görünse de, karakterin davranışları rahatsız edicidir. Genellikle komediyle tanınan Williams, bu ciddi rolde şaşırtıcı derecede başarılıdır. "Ölü Ozanlar Derneği" ve "Uykusuz" gibi filmlerindeki ciddi performanslarına rağmen, "Baskı", oyuncunun komedi dışındaki en unutulmaz işlerinden biri olarak öne çıkar.

Darren Aronofsky'nin "Anne!" filmi, İncil'den ilham alarak hem eleştirmenler hem de izleyiciler arasında tartışmalı bir psikolojik korku filmine dönüştü. Aronofsky’nin diğer işleri gibi, bu film de izleyiciye kolay bir deneyim vaat etmiyordu. Hikâye, sadece "anne" ve "O" olarak anılan evli bir çiftle başlar. Kısa sürede kapılarına gelen yabancılarla birlikte bu çiftin huzurlu hayatı altüst olur.

Filmdeki yan karakterlerden biri, O’nun halkla ilişkiler sorumlusu olan "herald" rolündeki Kristen Wiig’tir. "Saturday Night Live" ile ün kazanan Wiig, çoğunlukla "Bridesmaids" ve "The Diary of a Teenage Girl" gibi komedi ağırlıklı yapımlarla tanınır. "Anne!" filmindeki küçük rolünde bile, korkutma ve ekran hâkimiyeti konusundaki yeteneğiyle iz bırakır.

"İçimizdeki Şeytan" filminde John Lithgow, çoklu kişilik bozukluğu olan çocuk psikoloğu Dr. Carter Nix’i canlandırır. Özellikle şiddet eğilimli bir kişiliğiyle dikkat çeken karakteri, Lithgow başarılı şekilde yansıtır. Farklı kimlikler arasında geçiş yapma becerisi, performansını ürkütücü ve etkileyici kılar. Film karışık eleştiriler alsa da, Lithgow’un oyunculuğu övgü toplar. Daha sonra "3rd Rock from the Sun" dizisiyle komedide de başarı sağlar. "İçimizdeki Şeytan"deki rolü, onun yeteneğini ortaya koyar.

"Mandy", gişede başarısız olsa da görsel tarzı ve Nicolas Cage’in etkileyici performansıyla eleştirmenlerden övgü aldı. Cage, sevgilisini bir tarikatın öldürmesi sonrası intikam peşine düşen Red Miller’ı canlandırır. Cosmatos’un özgün görselliğiyle birleşen bu rol, Cage’in korku türündeki yeteneğini sergilemesine olanak tanır. Oyuncunun öfkeli ve yoğun performansı, önceki komedi rollerinden büyük ölçüde farklıdır ve "Mandy", onun bu türdeki gücünü yeniden hatırlatan bir yapım olur.

"Ayin", büyükannelerinin ölümüyle sarsılan bir ailenin peş peşe yaşadığı korkunç olayları konu alır. Toni Collette’in canlandırdığı Annie, hem yas süreciyle başa çıkmaya çalışır hem de ailesini tehdit eden karanlık sırları keşfeder. Kariyerine komediyle başlayan Collette, "Ayin"de bambaşka bir dönüşüm geçirir. Dramatik deneyimini kullanarak karakterin psikolojik çöküşünü derinlikle yansıtır. Sempatik havası yerini gerçek bir korkuya bırakır ve performansıyla izleyicileri etkileyici şekilde sarsar.