Daniel Day-Lewis'in Unutulmayan Filmleri

Sinemayı bıraktığını açıklayan Daniel Day-Lewis'in kariyerinden akıllarda yer eden satırbaşları.

1. My Beautiful Laundrette (1985)

Tiyatro sahnesinde yıldızı parlayan Daniel Day-Lewis'in sinemadaki ilk başrolü, 1985 yapımı Benim Güzel Çamaşırhanem filmiyle geldi. Filmde dönemin muhafazakar İngilteresi'ne ırkçılık, eşcinsellik gibi farklı noktalardan eleştiriler yer alıyordu.

2. The Unbearable Lightness of Being (1988)

Ünlü Çek yazar Milan Kundera'nın çok önemli varoluşçu romanı Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği'nin sinema uyarlamasında Day-Lewis, hedonist doktor Tomas'ı canlandırmıştı.

3. My Left Foot: The Story of Christy Brown (1989)

Kitabıyla da milyonlarca insanın yüreklerine dokunmuş Christy Brown'ın Sol Ayağım romanı, İrlandalı Jim Sheridan tarafından sinemaya aktarıldığında Day-Lewis, Christy'i olağanüstü bir performansla canlandırmış ve kariyerinin ilk Oscar ödülünü kazanmıştı.

4. The Last of the Mohicans (1992)

Yavaş yavaş Hollywood'a kaymaya başlayan Day-Lewis'in ilk dönem Hollywood filmlerinin en önemlisi, Michael Mann'ın yönettiği Son Mohikan'dı. Film, Day-Lewis ve Madeleine Stowe'lu kadrosu kadar hafızalara kazınan müziğiyle de unutulmazlar arasına girmişti.

5. The Age of Innocence (1993)

1993 yapımı Martin Scorsese filmi Masumiyet Çağı'nda, 19. yüzyıl Amerikası'ndan tutkulu bir aşk hikayesi yer alırken, dönemin güzel yıldızları Michelle Pfeiffer ve Winona Ryder, Day-Lewis'e eşlik ediyordu.

6. In the Name of the Father (1993)

1993 yapımı bir diğer filmde, Babam İçin'de ise 1974'te yaşanan bir patlamadan sonra haksız yere suçlananların hukuk mücadelesi anlatılırken, Day-Lewis ve Emma Thompson performanslarıyla takdir toplamıştı.

7. The Boxer (1997)

Daniel Day-Lewis'in birlikte en çok filme imza attığı yönetmen olan Jim Sheridan'la 3. ve son çalışmasında usta aktör, rollerine ne kadar muazzam şekilde bürünebildiğini, küllerinden doğan boksör Danny Flynn performansıyla bir kez daha kanıtlamıştı.

8. Gangs of New York (2002)

Boksör'den sonra aktörlüğe belirsiz bir süre ara veren oyuncuyu sinemaya tekrar döndüren Martin Scorsese oldu. New York Çeteleri filminde Day-Lewis'le birlikte Leonardo DiCaprio ve Cameron Diaz gibi yükselen yıldızlar da rol almıştı.

9. There Will Be Blood (2007)

2007 yapımı Paul Thomas Anderson filminde hırslı petrol arayıcısı Daniel Plainview rolüyle müthiş bir iş başaran aktör, 2. En İyi Erkek Oyuncu Oscarı'nı Kan Dökülecek filmiyle aldı.

10. Lincoln (2012)

Sinema tarihine geçmiş performanslara imza atmış İngiliz aktör, Amerikan Başkanı Abraham Lincoln'ü canlandırdığı Steven Spielberg filmiyle 3. kez En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar almış ve bu alanda da tarihte ilk olmuştu.