Bu Hafta Sinemada Us İzlemek İçin 8 Sebep

"Her zaman kendimin bir yansımasını görmekle ilgili bir korkum vardı ve bunun nasıl olacağını ve bu durumun nereye varacağını görmek istedim." diye açıklıyor Oscar ödüllü yönetmen Jordan Peele, Us filmiyle ilgili motivasyonunu anlatırken. 2018 Oscar Ödülleri'ne damga vuran Get Out (Kapan) filminden de alışkın olduğumuz "sosyal korku" temasını Us'ta da devam ettiren ve belki de bir üst seviyeye taşıyan yönetmen, biz seyircilere içimizdeki şeytanlarla karşılaşmanın nasıl bir şey olabileceğini düşündürüyor. Sırf bu yönüyle bile Us, haftanın kaçırılmaması gereken filmlerinden bizce.

Marvel'ın siyahi hükümdarı T'Challa'yı beyaz perdeyle buluşturan Black Panther'deki rolüyle Oscar kazanan Lupita Nyong’o ve yine Black Panther'de M'Baku rolüyle yer alan Winston Duke filmin ana karakterleri olan Wilson ailesinin anne ve babasını (Adeladie ve Gabe Wilson) canlandırıyor. Kadroda bu dev isimlere The Handmaid’s Tale ve Mad Men dizilerinden tanıdığımız Altın Küre sahibi oyuncu Elisabeth Moss; kara mizahı seven komedyen Tim Heidecker; yeni DC filmi Aquaman'de izleyeceğimiz Yahya Abdul-Mateen II; Titans dizisinden bildiğimiz Anna Diop; çocuk oyuncular Evan Alex ve Shahadi Wright-Joseph, ve efsanevi oyuncu Jack Nicholson’ın torunu Duke Nicholson eşlik ediyor.

Us'ın dünya prömiyeriyse her sene ABD'nin Austin, Texas eyaletinde düzenlenen dizi, film ve interaktif festivali SXSW (South by Southwest) Film Festivali'nde yapıldı. Festivalin açılış filmi olan Us, izleyiciler ve eleştirmenler tarafından oldukça etkileyici bulundu.

Ayrıca, Us'ın Sinemalar.com ve UIP'nin iş birliğiyle İstanbul'da da bir ön gösterimi düzenlendi. 

Us’ın fragmanıysa filmi izlemek için beklememizi zorlaştırıyor. Fragman, usta yönetmen Peele’nin izleyiciyi Get Out'ta olduğu gibi şaşırtacağının ve sıradan bir gerilim filmi çekmediğinin bir ön gösterimi gibi. Oldukça neşeli bir aile yolculuğuyla başlayan fragmandaki gerilimin dozu bir anda öyle bir yükseliyor ki, “Aynadaki yansımalarının şeytani hallerinden kaçan aile bireylerinin yerinde olmak nasıl olurdu?” diye düşünmeden edemiyoruz. Fragmanda çokça kullanılan sembollerin anlamını çözmekse oldukça heyecan verici olacağa benziyor. Fragmana damga vuran "Biz kendimizin en büyük düşmanıyız" ve "Bizi öldürmeden durmayacaklar ya da biz onları öldüreceğiz." ifadelerindense, filmde gerilim dolu kaçış sahnelerinin oldukça fazla olabileceğini öngörebiliyoruz. 

Fragmanın temposunda büyük katkısı olan bir diğer etmense müzik seçimi. Arabada seyahat etmekte olan Wilson ailesi radyo dinliyor ve ailenin babası Gabe "bir klasik" olarak nitelediği, Amerikalı hip-hop sanatçısı Luniz'in seslendirdiği "I Got 5 On It" şarkısına tüm aileyle beraber eşlik ediyor. Ailenin ritmine keyifle eşlik ettiği şarkının, dikkatli dinlendiğinde gerçekten de ürkütücü bir melodisi olduğu fragmanın devamında anlaşılıyor ve şarkı giderek yavaşlıyor.

Us'ta göze çarpan popüler kültür yansımalarıysa takdire şayan. Fragmanda, Wilson ailesinin en küçüğü olan Jason'ın üzerinde, 1970'lerin ünlü gerilim filmi Jaws'ın bulunduğu bir tişört olduğu göze çarpıyor. Peele'nin en sevdiği yaratık filmlerinden biri olan Steven Spielberg filmi Jaws, aynı zamanda hikayesinin kabusa dönen bir yaz tatili çevresinde kurulması açısından da Us'la paralellikler taşıyor. 

Ayrıca geçtiğimiz günlerde filmdeki her bir detayın kasıtlı olduğunu dile getiren Peele, üzerinde "Leaving Neverland" belgeselindeki çocuk tacizi suçlamalarının hedefinde olan Michael Jackson resmi bulunan bir tişört giyen bir karaktere de yer verdiği Us'ta, bu sembolü filmin ruhuna oldukça uygun bulduğunu vurguladı. Pop müziğin önde gelen isimlerinden olan Michael Jackson'ın, kendi yansımasını kabullenemeyen, hem çok karanlık hem de çok pozitif bir portre çizdiğini söyleyen yönetmenin bu sözleri gündeme oturdu. 

Filmde, popüler kültür göndermeleri ve özenle seçilmiş müziklere ek olarak Peele'nin pek sevdiği sembolik temalar da kullanılmış. Makas, afişteki detaylar, tavşanlar...

Fragmanda ve filmin birkaç afişinde gördüğümüz altın rengi makas kullanılırken, makasın iki tarafı aynı şekilde ve birbirinden ayrı iki parçadan oluşması fakat bu iki taraftan biri olmadan makasın kesememesi-yani tamamlanaması, dolayısıyla işe yaramaması- metaforundan yola çıkılmış. Filmde sıkça kullanılan dualite sembollerinden bir diğeriyse, afişte US harflerinin birkaç kez üzerinden geçilmiş olması. Aynı zamanda fragmanda da bolca gördüğümüz beyaz tavşanlar sembolik olarak tavşanın klonlanması en kolay hayvanlardan biri olmasından ileri geliyor. Aynı zamanda tavşanların gün ağarırken ve gün batarken aktif hale geçen, zaman zaman agresifleşen hayvanlar olması da, bu sembolün filmde kullanılmasında bir etmen olabilir.  

Tüm bu ince detaylar bir araya geldiğinde Jordan Peele'nin, Get Out'ta bizi korkularımızla yüzleştirmesinin üzerinden henüz iki sene geçmemişken, bir başka sosyal korku filmiyle kabuslarımızı canlandırmaya hazır olan bir filmle karşımızda olduğunu söyleyebiliriz. Ölüm Günün Kutlu Olsun, Split ve Glass gibi iddialı psikolojik gerilim filmlerinin de yapım şirketi olan Blumhouse Productions'ın elinden çıkan Us (Biz), seyir zevkimizi doruklara taşırken "bizi bize" kırdıracak gibi  duruyor!