Hediyelik Kız

Hayatın bir kanunu gibi benim dünyamda.Göz önünde popüler olan ziyade geri de kalmış olan her zaman daha iyidir.Bu filmde şaşmadı,kesinlikle çok beğendim eski klasik hollywood film havasında fakat 90lardan bir yapım.En başta Martin Scorcese yapımcılığında efsane bir kadro olmuş.

Konusu tek düze bir olay çerçevesinde ilerlerse de kendini izlettiriyor.Film çok derinlerde ve biraz da benim tamamlamam ile beraber çok şey anlatıyor.Wayne karakterinin derinliği çok fazla çoçukken korkak yetişmesinin ömrünü şekillendirdiği bir hikaye aslında.Robert De niro yüz mimik ve jestlerini kullanmadan rol aldığı sayılı filmlerden ki bu filmde tam böyle bir oyunculuk yakışırdı.Öyle bir ruh haline bürünmüş ki bildiğimiz de niro'yu tanıyamıyorsunuz başka oyuncu gibi geliyor ki aslında karaktere tam büründüğünün kanıtı.
Bill Murray renk katmış,karizmasıyla ve suitleriyle ayrı bir hava estirmiş ve o psikopat rolüne net olarak girmiş. Ve Uma Thurman normalde fazla güzel bulmadığım bir oyuncu fakat burada gençlik kız hali çok doğaldı ki burada ki rolü ona Pulp Fiction'ın kapısını aç.
Birde filmdeki sahne geçişlerinin yavaşlığı çok hoşuma gitti.İlk kez 24 saat ayakta olan New york'u sakince görmek de ayrıca hoştu.
Genel olarak unutmayacağım filmlerden oldu,son olarak sinema tarihinin en gerçekçi cinsel sahnelerini de barındırdığını bu özelliğini ayrıca söylemek isterim,son sahnede ki kameranın yükselip binadan tüm NeW York'u göstermesi bu anlatılımını ben büyük bir mega kentte binbir hikayeden sadece birisi diye yorumladım...
10/8.4