Magi

Diğer yerli korku gerilimlerden farkli ve iyi olduğunu hemen farkettiriyor.
Yabancı oyuncu kadrosuylada Hasan Karacadağ gayet başarılı bi korku filmi koymuş ortaya.
Hitler, tarikat, cin, iblis, şeytanı kim doğurdu gizemi, yalan dolan aldatmayla, tarikata çekme yöntemleri vs.leriyle zengin içerikte bi film olmuş.
Ben beğendim. Yerli korkular malum tipik tipik, sürekli cin kurgulu, abartılı makyaj ile ses efektinden öteye gidemeyen zayıf hikaye ve işlenişle dopdolu varken böylesini izlemek baya iyiydi. Tabiki Güzelliğin Portresi gibi sonunda cinsizlerden ayrılan, yerli korku çizgisinin dışına çıkmış değildi. Tarikat ve cinli temada Magi son derece iyi. Tamamen yabancı aksettirilmedende yerli korku-gerilim tarafı ön planda.
Karacadağ'ın Dabbe serisindede iyi olan sadece, 4.sü Cin Çarpması. Projelerindede en iyisi ise Magi.
Final sahnesindede mutlu şekilde bitmemesiylede film etkileyici ve güzel. Korku ve gerilim için hem teknik hemde seyirci odaklı olarak istenileni veriyor.
İzlenilesi.

‘’Şeytanı kim doğurdu?’’


Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapmada önce buradan Sayın Hasan Karacadağ’a saygı ve sevgilerimi iletiyorum.
Filmi izlerken yerine göre kendimi konusuz porno, yerine göre Musallat, yerine göre de Supernatural izler gibi hissettim. Konusuz porno diyorum çünkü senaryo sonradan gün yüzüne çıktı. Fakat olaylar direk başladı.
Musallat diyorum çünkü iki film arasında benzer bir nokta var. Dikkatli izleyenler anlar. Anlatırsam spoiler olur ve spoileri sevmem ben.

Hasan Karacadağ ya arkasını Hollywood’a dayamak istemiş, bu defa da onların kapısından içeriye gireyim diye düşünmüş ya da Hollywood da sıkılmış artık inden cinden, şunlara bir de biz el atalım da korku filmi nasıl olurmuş gösterelim diye düşünmüşler.
Samimi olarak belirtmek isterim ki, Türk oyuncuların performansını vasat buldum, fakat adamlar bu işi beceriyor arkadaş.
Filmi izlemeden önce sizin gibi bende yorumlara baktım, ama karar veremedim, en son düşün taşın, izleyeyim şunu dedim. Başlarda ‘’Yaa nereden açtım ben bu filmi?’’ ‘’Tamamen zaman kaybı, vasat ötesi…’’ falan derken sonlarına doğru ‘’Uzun zaman sonra adam akıllı bir film izliyorum nihayet, iyi ki de izlemişim.’’ Dedim. Yalnız, filmden sonra lavaboya gitmişken sürekli önüme arkama başladım. Hani ne olur ne olmaz hesabı ;)

Velhasıl kelam, izleyecek olan arkadaşlara tavsiyem, ilk başlarda ileri derecede sıkılganlık yaşarken sonraları sıkıntı nedir unutacaksınız.
Kaçırmayın bu filmi.
8