Duvak

Sadakatin olmadığı yerde aşk olmaz. Bazen öyle bir hata yaparsın ki, artık geriye dönüş olmaz. Bir sinefil olarak belki de en çaresiz erkek oyuncu tiplemesini gördük Norton dan bu filmde. Film boyunca Kitty nin çaresizliğini gözümüzün önüne sokmuşlar. Ama Walter' ın ki belkide çaresizliğin nirvanasıdır. Herşeyin rağmen bir seni sevebileceğin ümidi ile evleniyorsun. Tek beklediğin seni sevmesi ama gidip ihanet edip aldatıyor. Yine Walter Kitty' e acıyor ortada kalacağını bilerek onu bırakmıyor. Ondan sonra doğal olarak ondan nefret etse de soğuk davransa da içten içe seviyor hala. Kitty ise aşığı tarafından yüz üstü bırakılıyor, hatta buna rağmen ona mektup yazmaya calışıyor. Eşine karşı utanç içinde olması gerekirken ondan hala nefret edip olanlar yüzünden onu suçluyor. Walter ise hala onu sevebileceği zamanı bekliyor. Bu zamanın da Kitty nin çaresiz kaldıktan sonra gelmesi bence zoraki ve mecbur kalmasından. Herşeye rağmen onu affediyor Walter onu ancak eşinin hamile kalması ve ona çocuk benim sorusundan sonra aldığı bilmiyorum cevabı ve Walter' ın kendisinden olmadığını anladığı an artık bir önemi yok demesi, zaten Walter'ın asıl öldüğü andır. Sonda aslında onun için en doğrusu ölmesiydi gibi hissettim, ömrünün sonunda kadar sadakatsizlik yapan eşinin başkasından olan çocuğuna babalık yapmasındansa ölmek daha iyi bir tercihtir. En sondaki sahne ise çocuğun gerçek babası olmasına rağmen Kitty eski aşığına yüz vermiyor. Burdan da anlıyoruz ki Walter'ı gerçekten sevmiş, sevmişte gelde sonunda deme böyle aşkın da sevginin de içine, ben ne anladım bu sevgiden.

Bu film evliliğin basit bir şey olmadığını gözler önüne seriyor aslında. evlendiklerinde birbirlerini tanımadıklarını ve aslında farklı dünyaların insanı olduklarını anlıyorlar zamanla. Kitty zaten kocasını hor gören ve gözü yüksekte biri. kocasından korktuğunu ve aslında onu tanımadığını anlıyor gittikleri kasabada. Zaten annesinin laflarını daha fazla duymamak için evleniyor. Annesi de hatalı burada. mutlu sonla bitse bu kadar iyi bir film olamazdı bence. dr walter beni en çok etkileyen ve kendi adıma çıkarımlarda bulunduğum bir karakter oldu. ekşi sözlükte yazana göre filmin adının anlamı: the painted veil,kitabın başında yazar shelly'den bir alıntı yapıyormuş ve o alıntı şiirde "the painted veil" geçiyormuş. kitabın ismi olma nedeni, insanların duvak, peçe yada örtünün üzerindeki şekillerden onun altındakileri görememeleri. filmde de evli çift örtünün üzerindekilerden birbirlerini çok geç fark ediyor. bu anlamlı isim de beni çok etkiledi.
tadında romantizm ve dramı var. nispeten durağan romantik dönem filmleri seviyorsanız tavsiyedir efenim.