Ruhlar Evi

Şili tarihinin yaklaşık 50 yılını bir aile üzerinden işleten oldukça ilginç bir hikaye. Romanı okumadım eminim karakterler çok daha derinlemesine işleniyoryordur. Uzun süresine rağmen bir çok hikaye ve karakterler yarım kaldı. İnanılmaz bir kadro performanslar da oldukça başarılı.
Genel olarak sistemleri, ön yargıları, sınıf farklılıklarını suçlayan yapısı, kötü insanları suçlamaması pek görülen yada beklenen bir olay değil.
Her şeye griden bakmaya çalışmış ki halkın emeğini sömürerek zenginleşen Esteban Trueb ana karakterimiz. Tarlada sürdüğü öküzden işçilerini ayırmayan, arzu ettiği işçisinin ırzına geçen bir adamı finale doğru aklama çabası beni rahatsız etti.

Filmin, kendine has esen bir rüzgarı var. Başlarda biraz rüzgara karşı yürüyebilirsiniz, ancak bir zaman sonra rüzgarı arkanıza alacağınıza eminim. Bireylerin ilişki karmaşasıyla filmi çok başka yerler de hayal etmiştim. Filmin fantastik bir özelliği var ki, o da Clara’ nın insanlar hakkında ileri öngörüleri olan ilginç bir özelliğiydi. Ve o clara’ nın sükunet dolu sakin hali film boyunca bana tarifsiz bir huzur verdi. Sizin adınıza konuşacak olursam, sizi ilginç hayallere götürecek bir film olabilir. La paloma müziği çok güzeldir, bulup dinleyin. Hayat dersi niteliğinde bir sözü de paylaşmak iyi olur, çünkü çok beğendim: “Ölümü dilememelisin, yavrum. Önemli olan bu değil. Ölüm zaten bir şekilde gelecek. Yaşamak için savaşmalısın. Çünkü yaşam bir mucizedir” Uzun ama tavsiye ederim. 10/7.4