Istanbul

Film çok sürükleyici değil.
Vasat bile denebilir.
" Hafıza Kaybı" olayı ile,70'li yıllarda çekilen Yeşilçam senaryolarına benziyor.
Demek ki bizim senaristler bu filmden etkilenmişler.
Sırf eski İstanbul'u görmek için izlenebilir ama o görüntüler de fazla değil.
Filmin tamamı Türkiye'de mi çekilmiş bilmiyorum.
Belki Nat King Cole'un olduğu sahneler ve bazı sahneler,Türkiye'de çekilmemiştir.
Nat King Cole,İstanbul'a gelmiş mi insan merak etmiyor değil.
Sonuçta İstanbul'da çekilen sahneler var ama ne filmde,ne de set arkasında bir tane bile Türk oyuncu yok.
Türk polisi rolündeki oyuncular bile yabancı.
Türkçe konuşmalarda bariz bir amerikan aksanı var
Gene de Nat King Cole, Errol Flynn için ve eski İstanbul görüntüleri için izlenebilir.
Bunun dışında,1950'li yıllarda,amerikan emperyalizminin,müzikle
(özellikle Caz müzik)ve sinema ile Avrupa ülkelerini etkisi altına alma çabalarını,bilenler bilir.
1950'lerde Türkiye'de bundan nasibini almış.
1956'da ,ünlü Caz müzisyeni Dizzy Gillespie,Türkiye'ye gelmişti.
Filmin,Türkiye'de çekilmesini,birazda bu açıdan düşünmek gerekir.

Mücevher kaçakçılığından sınır dışı edilmiş bir Amerikalı maceraperest (E.Flynn) beş yıl sonra İstanbul’a geri döner. Dönüş amacı sınır dışı edildiği dönemde ülke dışına çıkaramadığı elmaslar ve o dönemde aşk yaşadığı ve bir yangından sonra kaybettiği sevgilisi (C. Borchers) i bulmak vardır. İstanbul’a gelir gelmez onun ve onun yerini bildiğini ve sakladığını sandıkları elmasların peşinde Türk polisi ve başkalarıda vardır. Orta karar bir serüven filmi. Günümüz filmlerinden alıştığımız bol aksiyon ve kaçıp kovalamacalar bu filmde yok. Daha çok merak ve belli ölçüdeki yaratmaya çalıştığı gerilimi korumaya çalışan film bu dönem izleyicisine durgun gelecektir. Sinemanın efsane oyuncularından Errol Flynn’ın son dönem filmlerinden olan (bu filmden iki sene sonra 1959 da kalp krizinden 50 yaşında ölmüştü) filmde önceki filmlerinin aksine hayli yorgun görünüyor. Filmin en önemli özelliğinin bizler için İstanbul’da çekilen filmlerden biri olması dışında çok fazla önem taşımıyor. İstanbul ve Türkler üzerinede pek bir şey anlatmıyorda, emniyet teşkilatındaki komiser Nural rolü bile Türk oyunculara verilmemiş. Otel odalarında, gazinolarda ve havaalanında geçen film göstermelik birkaç İstanbul görüntüsüyle geçiştiriliyor. Orta yaşın üzeri ve nostalji meraklılarına daha sıcak gelebilecek olan filme genç sinemaseverler de ellili yılların sinema anlayışını görmek adına da göz atalabilirler.