

Son Ayin Film Konusu
Son Ayin Filmi Oyuncuları
Yorumlar
Uzun ve gereksiz boş sahneler, mantıksız diyaloglarla dolu ortalamanın altında kalan vasat bir film. Sonu farklı bir yöne çekilmeye çalışılırken daha da sıkıcı bir hal almış. On üzerinden üç yeterli. Tavsiye etmiyorum...
Fena değil
çok sıkıcı filmin süresi kısa olmasına rağmen onu bile doğru düzgün dolduramamışlar bomboş sahneler.sonlara doğru biraz heycan ve gerilimi hissederken hemencicik bitti.uzun olması gereken sonlarıydı başları ve ortaları değil. Boş sahneleri atlayarak yaklaşık 40dk`de izledim.sizde böyle izlerseniz keyifli olur,en azından konusu farklıydı güzel. 10/6
film teknik olarak biraz farklı olsa da birçok sahne bilinen şeyler.ayrıca filmi birçok listede gördüm aslında biraz şişirilmiş.iyi seyirler.
Bence çok iyi filmdi niye fazla gündeme gelmemiş enteresan
Film ana karakterinin ve filmin iletmek istediği mesaj şundan ibaret "İnsanları, onlara sıkıntı veren şeylerden kurtarıyorum ve bazen bu sıkıntı veren şeyler kafalarındaki şeytanın kendilerine hakim olduğu fikri ve ben sadece bu fikri kafalarından çıkarmalarına yardım ettim." Temelde tüm şeytan çıkartma olayları aslında bu şekilde ama film genelden sıyrılmak adına amatör çekim tarzı yapılmış ama bu filmi daha vasat hale getirmiş. Hiç de 2010 yapımı bir film gibi değil açıkçası.
Bence bir korku filminde bilinmezlik ve bulmaca ön planda olmalı.Karakter gerçekten bir hayaletin kendisine musallat olup olmadığı nı bilememeli.İzleyici filmi izlerken belirsizlikler içinde kalmalı.Bence bu şekilde baktığımızda yapıma ortalama bir film diyebiliriz
klişe klişe klişe
Din-bilim çatışmasını bolca gözler önüne seren bir film. Şeytana inanmayan ve dini bir araç olarak kullanan peder Cotton Marcus başkahraman. Film, her yönüyle benim için bir hayal kırıklığı olsa da, peder Cotton Marcus'un ayin öncesi çeşitli hilelere başvurması, filme mizahi bir boyut kazandırmış. Onun dışında, klişe bir şeytan çıkarma senaryosu. Böyle filmlerde hep bir inanmayan şahıs olur ve bu şahıs yaşanan olaylar sonucunda şeytanın varlığını kabul etmeye başlar vs.. Olayların gidişatını tahmin etmek gerçekten çok kolay. Metafiziksel ögeleri hepten reddeden seyirciler için sıkıcı ve çekilmez bir film olacaktır.. 1974 yapımı Exorcist'in üzerine başka bir şeytan çıkarma temalı film tanımam. O filmden sonra böyle yapımların çekilmesi gerçekten tamamiyle israf ve zaman kaybı. Zaten bu tür filmler Anneliese Michel isimli kızın meşhur ses kaydından esinlenilerek yapılmıştır. Yalnızca Anneliese'nin adı değiştirilerek, çeşitli temalarla ve türlerle harmanlanarak günümüze kadar türemiştir. Sözde realite katmak amacıyla el kamerasıyla çekilen bir filme ses efekti koyarak en baştan kaybetmişler. Korku ve gerilim konusunda sınıfta kalmış bir filmdi. Eğer amacınız bir korku filmi izlemekse, The Last Exorcism en son başvuracağınız film olmalı.. 3/10
aslında beğenmedim fakat izlemeye başlama sebebimden ötürü olabilir.Ayin filmin devam filmi zannedip bodoslama girdim filme ve bu ne ya hönk filan oldumO yüzden objektif bakamayabilirim desek bile .yok beğenmedim.
Popüler Yorumlar
son şeytan bükücü peder cotton marcus! the exorcist, the exorcism of emily rose ve the last exorcism. bunlar matrix serisi gibi olmayan ama kaynağı almanyalı bir kız olan anneliese michela dayanan şeytan çıkarma ayinlerini konu alan filmlerdir. kaynağı gerçeğe dayanır. the exorcism of emily rose filminde küçük kızın adı anneliese michel yerine emily rose olmuştur. bu the last exorcism filminde de konu olan küçük bir kız adres gösterilmese de biz seyircilere anneliese michelın amerikan versiyonu olarak gösterilmektedir. ilgililere dipnot; isteyen googleda anneliese michel yazarak ayin sırasında tutulan ses kayıtlarını dinleyebilirler. veya siz yorulmayın buyrun burdan yakın: http://www.youtube.com/... din mi yoksa bilim mi? şeytan girmesi(exorcism) mi yoksa sara hastalığı veya psikolojik rahatsızlıklar mı? bu film gene din-bilim çatışması içinde kendisine yer ediniyor. önceki diğer filmlerden farklı olarak çekim tarzı handycam olması ve hafif bir belgesel sosuna bulanması filmi gerçekçi ve orijinal kılan yan unsurlar olmuş. bu handycam ve belgesel unsuru yüzünden filmin hemen başında aynada gözüken kameramanın yansıması bir çekim hatası değildir bu yüzden. aslında filmin baş kahramanı olan pederin şeytana inanmaması ve exorcism işlerini geyiğe vurarak bu ayinler sırasında göze korkutucu gelen detayların perde arkasını yansıtması 1973 the exorcist kuşağının suratında derin bir ''aaaaaaaa'' nidaları bırakıyor. işte filminde alt metni tam bu noktaya oturtuluyor. aslında kişilere şeytan girme olayının olmadığını bunun batıl bir inanç olup yaşanan tüm o paranormal olayların nedeninin psikolojik rahatsızlıklara dayandığını belirtiyor. burada seyirci 2 kısma ayrılıyor. bu tarz olaylara inanmayanlar zaten yazıyı bu kısma kadar okuyarak zaman kaybetmişler demektir. daha fazla vakit kaybetmeden x tuşuna basabilirler. geriye kalanlar ise şeytan geldiğinde ters dönen haçları, kızların iki büklüm olan vücutlarını, ters dönen el ve ayaklarını, kendi dışkılarını ve böceklerini yemesini ve ayinler sırasında başka bir dilde konuşmalarını sindirmiş kitlelerdir. onlar yazıyı okumaya devam edebilirler. filmin ilk yarısı kilisede vaaz dinleme sekansları olarak ilerlese de bir çiftlik evinden gelen yardım çağrısı filmin yol haritasını başka bir eksene kaydırıyor. olay yerine varmadan önce bir benzinlikte üstünü değiştiren peder şeytana karşı çarpışmada zırhlarını giymiş oluyor. o kıyafetin tercih sebebine ayrı bir dikkat. çiftliğe vardığında her zamanki gibi rutin bir exorcism olayı olduğunu sanan peder klasik kandırmaca oyununu oynayarak paraları cebe indiriyor. bu kandırmaca olayları sırasında aklıma şu cümle geliyor. ''insanlara yalan söylemek kötü bir şey değildir, insanlara duymak istediklerini söylememek kötü bir şeydir''(sanırım bu vecizeyi ben ürettim.reklamımı da yapayım) işte tam bu noktada önceden de bahsettiğim gibi bu tarz olayların safsata olduğunu ve şeytanın varlığına inanmayan pederin aslında bu ayinleri yaparak insanların rahatlamasına vesile olduğunu özellikle vurguluyor. birinci günün ardından çiftlikten ayrılan ekip otelde konakladıkları bir gece çok ilginç bir şeyle karşılaşıyorlar. ondan sonrada çiftliğe geri döndüklerinde kendilerini din ve bilim arasında ki amansız savaşta buluyorlar bu filmle söyleyeceğim tek handikap sonunun anlaşılamaması. belki de senaryo bakımından olmasa bile görüntü açısından hollywoodun en berbat sonu olmuştur.
Öncelikle ismine ve türüne bakıpta korku zannetmeyin,bu film kesinlikle korku-gerilim yaratmaktan çok daha farklı konularda birşeyler söylemek istemiş,Cotton Marcus daha önce görmediğimiz,farklı karakterde emekli olunca namazı bırakan imam'ın rahip versiyonu,biraz farklı ilerliyor,taşra yaşamına ve dini işlevde kullanılan şeylere farklı göndermeler yapılmış.Bütün bunlar başarılı olduğu anlamına gelmez.Berbat olduğunada... Yalnızca salt korku olarak değerlendirmemeli,gerçek bir belgesel gibi değerlendirilirse bir nebze beğenilebilir.Benim puanım 5.5/10