Okan Bayülgen Biyografi

Okan Bayülgen, 23 Mart 1964'te İstanbul'da dünyaya geldi. Asıl adı Okan Kaan Bayülgen olup, hukuk ve gazetecilik eğitimi almış bir baba ile ressam bir annenin oğludur.Eğitimine İstanbul Göztepe'teki Taş Mektep isimli yatılı okulda başlar. 1970'te Bülent Bey ile Ayla Hanım boşandıklarında, 6 yaşındaki oğullarının durumu anlamaması için onu buraya yazdırır ve boşandıklarını bir süre daha gizlerler. İleride bu okulun hayatında önemli izlere sahip olduğunu söyleyecektir. Sonrasında Şişli 19 Mayıs İlkokulu'ndan mezun olup Galatasaray Lisesi'nde öğrenimine devam eder. Okuldaki öğrenci kulüplerinden müzik, edebiyat, folklor gibi kollarda etkin olur. 'Bir sene iftiharla geçtiğini, ertesi sene sınıfta kaldığını' söyleyen Bayülgen, okuldaki son dönemlerinde aşık olup da okula gitmeme durumu sorun olmaya başladığında annesi Ayla Hanım onu Bodrum'a, yanına çağırdı ve Galatasaray Lisesi'ndeki 6 yılından sonra Bodrum Lisesi ve ardından Şişli Lisesi'nden mezun olarak 1984'te lise eğitimini tamamladı. Fotoğraf eğitimi almak için Fransa'ya giden Bayülgen, Tours Üniversitesi Hukuk ve Ekonomik Bilimler Fakültesi'nde hukuk okumaya başladı. Ardından fikir değiştirerek aynı üniversitenin ekonomi bölümüne geçti. Orada bir yıl okuduktan sonra ekonomi eğitimini de yarıda bırakarak Türkiye'ye döndü ve Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuar Bölümü sınavlarında başarı göstererek buradaki eğitimine başladı. 1989 yılında mezun oldu ve aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Fakültesi'nde mastır yaptı. Devlet Tiyatroları'ndaki en genç yönetmen olarak 1989-1994 yılları arasında çeşitli oyunlar yönetti ve bazı oyunlarda oynadı. 1991'de Kent FM'de 'Son Saatler' adlı bir programla radyoculuğa başladı. Bu sıralarda 'Genç Indiana Jones' dizisinin Türkiye'de çekilen bölümünde rol aldı. 1993 yılı sonunda Trabzon Devlet Tiyatrosu'na tayini çıktı. Rejisi kendisine verilen bir oyun yönetim tarafından kaldırılınca 1994 yılında Devlet Tiyatrosu'ndan istifa ederek şansını radyo ve televizyon alanında kullanmaya karar verdi. Radyolarda haber spikerliği ve programcılık yapmaya başladı. Televizyona geçtikten sonra da radyoda işler yapmaya devam etti. 1995'te Radyo Contact'ta çalışmaya başladı. 1997'de Kiss FM'de 'Okan Bayülgen On Air' programını sundu. Özellikle 1998 ve 1999 yılında drive time'da yayınlanan Radyo D'deki 'Hayat Bilgisi' programı ile dikkatleri çekti. En son 2001 yılında Radio Contact'ta, yine akşamın sıkışık trafik saatlerindeki 'Yol' programı ile karşımıza çıktı. Televizyon hayatına Satel TV'de klipler sunarak başlayan Bayülgen, atv ekranlarında gece yarısında yayına başlayan 'Gece Kuşu' adlı programı ile tanındı. Gece Kuşu'nun ardından late night show tarzını 100 gece boyunca 'Televizyon Çocuğu' ile devam ettirdi. Gecenin bir saatinde sessiz sedasız yayına başladığında amaçladığı şey, izleyici ve sunucu arasındaki yapmacık samimiyetle örülü ilişkiyi yok etmekti. Agresif tavırları ve ilk 'uçurmaları' başlarda kamuoyunun sesini kısma yönünde hayli totaliter bir tavır olarak görülse de, asıl eylem bu düzeni kuranlara karşıydı. Gece şovlarından sonra 'Utanmaz Adam' adlı televizyon dizisinde Şeref Haktanır'ı canlandırdı. 2 yıl kadar ekranlardan uzak kalan Bayülgen, bu aradan sonra Kanal D'deki 'Zaga' ile geri döndü. Sürekli değişen ekipler, skeçler, jenerikler, dekor, orkestra ve farklı program anlayışı, canlı telefon bağlantıları, içinde barındırdığı beklenmedik tuhaflıkları ve Medya Arkası ile kısa bir dönemin haricinde Cumartesi geceleri yayınlanan Zaga, Türk televizyon hayatındaki uzun soluklu ve yeni bir anlayışın ürünü özgün bir program olarak kendine çekirdek bir izleyici kitlesi oluşturdu. Televizyon açısından uzun kabul edilebilecek yıllar, çeşitli eğitim ve yardım kampanyaları için ulusal haber kanalı Ntv'de özel yayınlar yapan Okan Bayülgen, yine bu kanalda takip eden yıllar boyunca yılbaşı gecesi canlı yayınlar sundu. 2004'te izleyicilerin de stüdyo konuğu olarak katılabildiği Herkes Bunu Konuşuyor ile Perşembe geceleri karşımıza çıktı. Eğlenceli olan ama eğlence programı olmayan bu denemesinde; akademi, bilim, müzik, popüler kültür, medya dünyasından ve çeşitli sanat dallarından çok yönlü konuklarla beraber, seçilen bir konunun bir masa etrafında konuşulması (laflanması) üzerine kurulu bu program haber kanallarında kalite, eğlence ve izlenebilirliğin bir arada sunulduğu alternatif bir yayıncılık örneği oldu. 2005 yayın döneminde Televizyon Makinası ile izleyiciyle buluştuğunda, her zaman kendisi kadar ekibini de ön plana çıkaran Bayülgen bu sefer Hakkı Devrim ile beraberdi. Konuk yağmuru, eğlence dünyasından edebiyat ve sanat dünyasına, bir dizi alandaki bilimum konuk, konu ve daha ciddi bir format ile. Zamanla bir fenomen haline gelen Okan Bayülgen, alışılmış kalıpların dışına çıkarak, bugüne kadar izleyicilerin sempatisini kazanmak ve alışılmış kalıplar üzerine rötuşlar yaparak yenilik yaratmak üzerine kurulu programcılık anlayışının tam tersini tercih etti. Müdanası olmayan, ünlüler ve izleyiciler arasındaki övgü dolu kalıplaşmış boş tekrarlara tahammül etmeyen, aramadan önce ne diyeceğine karar vermemiş, lafı geveleyen, televizyonda saçmalama özgürlüğünü kullananların -ve dahi bunu yapan sanatçıların- yüzüne telefonu kapatan, ya da kendi klişeleriyle 'uçuran', 'zagalayan' bir şovmen oldu. Magazin ve basın üzerine takındığı eleştirel tavrının gölgesinde sessiz sedasız kalsa da, televizyon dünyasında gerçek devrimler yapmış, birçok tabu yıkmış, taklit etmeden yeni ve özgün çalışmalar yapmış bir isimdir. Zaman içinde programcılık anlayışında ve tarzında belirgin değişimler göstermekle beraber, bir şekilde kendi çizgisini yaratıp koruyabilmiştir. Çok genç yaşta bir evlilik yapan Bayülgen, kısa süren bu ilişkisinden sonra iki kez daha nikah masasına oturdu. Üçüncü evliliğini Çocuklar Duymasın adlı tv serisinde de oynamış olan Zeyno Günenç ile yapan Bayülgen'in, babasının ikinci evliliğinden olan Ozan ve Okşan adlı iki kardeşi vardır.
Devamını Oku