For All Mankind

Youtuber bilim kurgu yorumcusu Hasan Yalçın'ın tavsiyesi ile ilk bölüme başladım. İlk sekanstaki şoktan (Aya ilk çıkanların SSCB olması- Ben hep SSCB'yi tutmuşumdur. Kapitalist, emperyalist, hedonist, narsist, makjavilist USA'dan hala haz etmiyorum.) sonra ikinci bölüme başladım. O bölümün sonunda şok vardı: kadın astronot. Ve böylece zaman zaman sıkılsam, diyaloglarda atlasam da bitirmeyi başardım. Ve bazen de bırakmayı da düşündüm. İlk ne zaman bırakmayı düşündüm? İlk bölümlerde astrontların mazbut birer aile hayatları vardı. Cefakar, vefakar kadınlar kocalarının uzaya gidip gelmelerini sabırla beklerken çocuklarına da iyi evlat olmaları için bakıyorlardı. Daha sonra bu aile mefumu ortadan kalktı. Yerine eşcinsellerin bir türlü açıktan ilişkilerini gösterememelerinin sıkıntılarını(!) anlatan bir diziye dönüştü. Öyle ki bu konu üzerinede uzun uzun durulurken arada bir NASA'ya gidil,r oldu. Meğerse eşcinseller ne de çok baskı altındaymışlar. Resmen bunun ajitasyonunu yapıp durdular. Bunun üzerine duracaklarına, bu gereksiz karakterleri derinlemesine işleyeceklerine ilk uzay mekiğini nasıl tasarladılar, nasıl başardılar, ilk uzay üssü, ilk ay üssü... bunlar anlatılabilirdi. Bunlar hızlıca anlatılıp geçildi. Yani sadece anlatıldı. İkinci sezona başladığımızda baktık ki uzay mekikleri sanki birden gökten inmiş de uzun süredir de kullanılıyormuşa getirildi. Üçüncü sezon da böyle. Ne zaman Mars'a gitmeye nasıl karar verildi, yok. Zaten hazırlıklar yapılmış, gitme zamanını belirleme kalmış gibi. Bu konu hızlıca geçilirken l*zbiyen kadının USA başkanlığına gidişi ile g*y kocasının maceraları üzerinde daha fazla duruldu. Koca USA başkanı kendisini terk eden sevgilisini bulup yanına gitti. İşi gücü bıraktı. Bu gereksiz konular olmasa dizi ne kaybederdi? Eşcinseller izlemez miydi? Onun için mi bu konuları dahil ettiniz? Bu insanların içinde bulundukları sosyal ve psikolojik baskıyı mı anlatmaya çalıştınız? Amacınız ne idi, nereye geldiniz? Mars'taki siyahi eşcinsel astronotun çileleri...vah vah...Adam meğerse ne kadar da meraklıymış bunu açıklamayı. Hep içinde, gizli tutmuş. Ne acınası bir durum. İzleyenler şunu iyi anlamalı: Burada eşcinselliğin reklamı yapıldı. Burada eşcinsellik yayılmaya çalışıldı. Burada eşcinsellik normalleştirilmeye çalışıldı. Arada da uzayda SSCB ve USA'nın güya yarışı anlatıldı. Ben sırf eşcinselliği yaymak için bu dizinin çekildiğini düşünüyorum. Çünkü eşcinsellik konusu olmasa bu dizi hiçbir şey kaybetmezdi. Kafalarını yorsalar biz de Ay'daki üssü nasıl genişlettiklerini görebilirdik. Ayda bir şehir inşa edebilirler ve orada SSCB'yle rekabeti daha uzun anlatabilirlerdi. 10 bölümlük 3 sezonda bilim kurguya doyabilirdik. Fakat zavallı(!) eşcinsellerin uğradıkları haksızlığı izledik. 4.sezon geliyor sanırım. İzler miyim? Pickard'ın ilk iki sezonundan sonra üçüncü sezonuna başlamıştım. Baktım saçmalıyorlar. Bıraktım. Final sezonunu hiç izlemeyeceğim. Bizi Star Trek hayali kurdurup saçma akıl yürütmeler ve diyaloglarla 2 sezon uyuttular. Çocukluğumda izlediğim uzay dizisini hasretle yâd ediyorum. Aynısı For All Mankind için de söyleyebilirim. Bilim-kurgu dizi olarak başlayıp drama dönüşen dizilerden tiksinmeye başladım. Dizi bir de olaya politikayı da katmayı başardı ya... Kimse benim düşüncelerimi beğenmek zorunda değil. Ben eşcinselliğin tedavisi olan psikiyatrik bir rahatsızlık olduğunu biliyorum. Bunu bir cinsel yönelim olarak açıklayanların, bunu yaymaya ve normalleştirmeye çalışanların kimlere hizmet ettiğine bakmanız yeterli.